2024 yılı arama motoru optimizasyonu (SEO) dünyası için unutulmaz bir dönüm noktası oldu. Google’a ait olduğu iddia edilen ve binlerce iç veriyi barındıran belgelerin internete sızması sektörde büyük bir deprem etkisi yarattı. Bu sızıntı yıllardır tahmin edilen birçok konuyu doğrularken, Google’ın kamuoyuna yaptığı bazı açıklamaların da çelişkili olduğunu ortaya koydu.
Peki bu sızıntı neydi? SEO çalışmalarımızı nasıl etkileyecek? Ve Google gerçekten yıllarca bizi kandırdı mı? Gelin tüm detaylara birlikte bakalım.
Sızıntının Kaynağı ve Kapsamı
Sızdırılan belgeler Google’ın “Content Warehouse API” adlı iç sisteminden alınmıştı. Bu sistem arama sıralamalarını etkileyen sinyalleri ve metrikleri içeriyor. Toplamda 2.500 sayfa civarında teknik dökümana ulaşıldı ve belgelerde 14.000’den fazla sıralama sinyali olduğu ortaya çıktı.
Bu bilgiler Google’da daha önce çalışmış ve SEO sektörünün tanınan isimleri tarafından incelendi ve doğrulandı. Yani bu bir söylentiden çok daha fazlası.
Bu Sızıntının Gerçekliği Nasıl Doğrulandı?
İlk Yayınlayan: Rand Fishkin
Sızıntının kamuoyuna duyurulması, 27 Mayıs 2024’te SparkToro’nun kurucusu ve eski Moz CEO’su Rand Fishkin tarafından yapıldı. Fishkin kendisine bir Google çalışanı tarafından aktarılan verileri detaylıca incelediğini ve bunların gerçek olduğunu düşündüğünü açıkladı.
🗣️ Alıntı:
“Bunlar, içerden birinin doğrudan sızdırdığı 2.500 sayfalık Google API dokümantasyonları. Gördüklerim, sektörün uzun süredir şüphelendiği bazı şeyleri doğruluyor.”
— Rand Fishkin (27 Mayıs 2024)
Teknik İnceleme: Mike King (iPullRank)
SEO sektörünün teknik tarafında en çok güvenilen isimlerden biri olan Michael King (iPullRank CEO’su) tüm sızıntıyı satır satır analiz etti ve kapsamlı bir teknik inceleme yayımladı.
📄 King’in yazısı:
“Google’s Secret Ranking System: Content Warehouse API Leaked”
(Kapsamlı teknik analiz + metrik açıklamaları içeriyor)
Michael King belgelerdeki terminolojilerin ve sistem adlarının Google’ın iç sistemlerine özgü olduğunu, kod yapılarının Google mühendislik standartlarına birebir uyduğunu gösterdi.
Google’dan Dolaylı Doğrulama
Google bu belgelerin “tam olarak sıralama algoritması değil” olduğunu belirten bir açıklama yaparak doğrudan yalanlamadı. Ancak içeriklerin şirket içi sistemlere ait olduğunu inkâr etmedi.
🔗 Google’ın açıklamasında öne çıkanlar:
- Evet, belgeler gerçek ama sıralama sistemini doğrudan yansıtmıyor.
- Bazı bölümler “yanıltıcı şekilde yorumlanıyor olabilir.”
Bu tür bir açıklama belgelerin gerçekliğini dolaylı olarak doğruluyor.
Google’ın Uzun Süredir Reddettiği Ancak Sızıntıyla Ortaya Çıkan Gerçekler
Google SEO sızıntısı birçok şeyi değiştirdi. Artık sır perdesi aralandı ve SEO uzmanları daha net verilerle hareket edebilecek. Ancak bu oyunun kolaylaştığı anlamına gelmiyor, aksine, daha akıllı ve stratejik olma zamanı. SEO artık sadece teknik bilgi değil; veri okuryazarlığı, kullanıcı psikolojisi, içerik stratejisi ve marka yönetimiyle birlikte yürütülmesi gereken çok katmanlı bir süreç.
Tıklama Verileri (Clicks ve NavBoost) Kullanılıyor
Google yıllardır tıklama verilerinin (CTR, pogo-sticking, dwell time) sıralamaya etki etmediğini iddia ediyordu. Ancak sızıntıdaki bilgiler bunun tam tersini gösteriyor.
Google, kullanıcıların tıklama davranışlarını analiz ediyor ve bunu sıralama algoritmasında aktif olarak kullanıyor.
Özellikle “NavBoost” adlı sistemle, kullanıcıların geçmişte hangi sonuçlara tıkladığı, bu sayfalarda ne kadar süre geçirdiği gibi bilgiler toplanıyor ve arama sonuçları buna göre şekilleniyor.
Alan Adı Otoritesi (SiteAuthority) Gerçek
Google sözcüleri her fırsatta “domain authority gibi bir metrik kullanmıyoruz” diyordu. Ancak belgelerde “siteAuthority” adlı bir özellik açıkça geçiyor.
Yani sitenizin genel otoritesi — geçmişteki performansı, backlink profili, kullanıcı güveni — sıralamaya doğrudan etki ediyor.
Kullanıcı Davranışları Önemli
Kullanıcının bir sayfada ne kadar kaldığı, hemen çıkıp çıkmadığı gibi davranışsal veriler, sıralama için değerlendiriliyor. Bu, kaliteli içerik üretiminin neden bu kadar önemli olduğunu açıklıyor.
Chrome Verileri Toplanıyor
Google, Chrome tarayıcısından gelen kullanıcı verilerini de analiz ediyor. Bu veriler, özellikle ziyaret edilen sayfaların performansını ölçmekte kullanılıyor.
Özetle: Google sadece arama motoru verilerini değil, tarayıcı düzeyinde kullanıcı davranışlarını da değerlendiriyor.
Güncellenen İçerikler (Freshness)
Sayfanın son güncellenme tarihi, içerikteki tazelik seviyesi ve içerik revizyonları, sıralamada önemli rol oynuyor. Özellikle haber siteleri veya dinamik içerik üreten platformlar için bu durum büyük avantaj sağlıyor.
Bu Sızıntının Ardından Google’a Güven Azaldı mı?
Google yıllardır “biz sadece kaliteli içeriğe ve iyi kullanıcı deneyimine önem veririz” mesajını veriyordu. Ancak bu belgeler arka planda çok daha karmaşık ve gizli bir sistemin işlediğini gösterdi.
Bazı uzmanlara göre Google, SEO uzmanlarını kasıtlı olarak yanlış yönlendirmiş olabilir. Çünkü herkes aynı doğruyu bilirse, rekabet avantajı kalmaz.
Google SEO Sızıntısında Ortaya Çıkan Önemli Metrikler ve Özellikler
Google’ın iç sistem dokümantasyonunda yer alan ve Content Warehouse API üzerinden erişilebilen veriler, Google’ın arama sonuçlarını sıralarken hangi sinyalleri dikkate aldığına dair eşi benzeri görülmemiş bir görünüm sundu.
clickSignals
- Kullanıcıların SERP (arama motoru sonuç sayfası) üzerindeki tıklama davranışlarını ifade eder.
- Tıklama oranı (CTR), tıklamadan sonra geri dönme (pogosticking), tıklama sıklığı gibi verileri içerir.
- Bu sinyaller, “NavBoost” ve “Glue” gibi sistemlerde kullanılır.
📌 Not: Google bunu daha önce açıkça yalanlamıştı. Ancak belgelerde bu veri doğrudan kullanılıyor.
navBoost
- En kritik davranışsal sıralama sistemlerinden biri.
- Belirli bir sorguya karşılık kullanıcıların önceki aramalarda hangi sonuçlara tıkladığını analiz eder.
- Yani sıralama dinamik olarak “neye tıklanıyorsa onu yukarı çıkarma” mantığıyla çalışır.
Örnek:
“En iyi laptop 2025” aramasında kullanıcıların çoğu 5. sıradaki sayfaya tıklıyorsa, bu sayfa zamanla 1. sıraya çıkabilir.
siteAuthority
- Alan adının otoritesini gösteren bir metrik.
- Google’ın yıllardır varlığını reddettiği ama belgelerde adı geçen net bir kavram.
- Büyük, güvenilir ve çok bağlantı alan siteler avantajlı.
pageQuality
- Her sayfanın içerik kalitesine dair puanı.
- İçeriğin amacı, uzmanlık seviyesi, okunabilirlik gibi faktörlere dayanır.
- Muhtemelen E-E-A-T (Experience, Expertise, Authoritativeness, Trustworthiness) kriterleriyle bağlantılı.
isOriginalContent
- İçeriğin orijinal olup olmadığını değerlendirir.
- Özellikle AI ile yazılan veya otomatik olarak yeniden yazılan içeriklere karşı etkili olabilir.
isSpam / spamScore
- Sayfanın ya da sitenin spam riski.
- Anahtar kelime doldurma, düşük kaliteli içerik, manipülatif bağlantılar gibi faktörlerle hesaplanır.
sourceType / contentType
- İçeriğin türü: haber, blog, forum, ürün, video vb.
- Farklı içerik türleri farklı sorgularda avantaj sağlar (örneğin haber sorgularında Google News içerikleri öne çıkar).
lastUpdatedDate / bylineDate
- Sayfanın en son güncellenme tarihi.
- Sık güncellenen ve “taze” içerikler sıralamada avantaj kazanır.
linkCount / inboundLinkCount / sourceAnchors
- Gelen bağlantı sayısı ve kalitesi.
- Anchor text’lerin içeriği de analiz edilir.
urlDepth
- URL’nin yapısal derinliği (örneğin:
example.com/a/b/c→ 3 derinlik). - Ana sayfaya yakın URL’ler genellikle daha fazla değer taşır.
chrome_viewport_time
- Kullanıcının Chrome tarayıcısında bir sayfada geçirdiği ortalama süre.
- Yani sayfanız sadece ziyaret ediliyorsa değil, gerçekten okunuyorsa avantajlı konuma geliyor.
entityScores / topicScores
- İçerikte yer alan kavramların ve konuların kalitesi.
- Sayfanızda geçen anahtar kelimelerin ötesine geçerek semantik analiz yapar. Bu, NLP (doğal dil işleme) sistemlerinin SEO’daki etkisini gösteriyor.
authorScores
- İçerik yazarının kim olduğu ve geçmişteki güvenilirliği.
- Özellikle medikal, finansal veya teknik içeriklerde yazarın uzmanlığı (E-E-A-T kapsamında) önem kazanıyor.
langMatchScore
- Kullanıcının dil tercihi ile sayfanın dili ne kadar uyumlu?
- Bu özellikle çok dilli siteler için kritik bir puan.
contentFreshness
- İçeriğin tazelik derecesi, son güncellenme tarihiyle birlikte değişken metin bölümlerinin oranı da ölçülüyor.
Sızıntıdan Çıkan Ana Sonuçlar
- SEO tamamen davranışsal verilerle destekleniyor.
Artık sadece “içerik kraldır” demek yeterli değil. Kullanıcı ne yapıyor, neye tıklıyor, ne kadar süre sitede kalıyor; bunlar belirleyici unsurlar. - Site otoritesi ve geçmişi, sıralama için çok daha güçlü bir sinyal.
Yeni açılan sitelerin neden rekabet edemediği daha net anlaşılıyor. - Google, yapay zekâ ve istatistik temelli bir filtre sistemine sahip.
İçerikleriniz yapay zekâ tarafından sınıflandırılıyor, anlamlandırılıyor ve kıyaslanıyor.
Yeni SEO Stratejileri
Bu gelişmeler ışığında SEO çalışmalarımızı yeniden yapılandırmamız gerekiyor.
Kullanıcı Odaklılık Artık Zorunluluk
Sitenizde geçirilen süreyi artıracak içerikler oluşturun. Hemen çıkma oranını düşürmek için sayfa içi gezinmeyi kolaylaştırın. Başlık ve meta açıklamalarla tıklama oranlarını yükseltin.
Sayfa Güncellemeleri Yapın
Eski içeriklerinizi düzenleyin. Güncel istatistikler ve bilgiler ekleyin. Yayın tarihini güncel tutmayı unutmayın.
Marka ve Otorite Oluşturun
Sitenizi sadece SEO için değil, marka bilinirliği için de optimize edin. Güvenilir backlink’ler kazanmaya odaklanın. Sosyal medya, YouTube gibi platformlarda görünür olun.
Yapay Zeka ile Uyumluluk
Google, yapay zekâ destekli sistemlerle içerikleri analiz ediyor. Bu nedenle içerikleriniz hem insanlar hem de makine için anlamlı olmalı.
