Türkiye’de polis işkencesi, son yıllarda giderek artan bir sorun haline gelmiştir. Uluslararası insan hakları kuruluşları ve sivil toplum örgütleri tarafından yayınlanan raporlar, Türkiye’de polis tarafından sistematik bir şekilde işkence ve kötü muamele uygulandığını göstermektedir.
İşkence, bir kişinin fiziksel veya psikolojik acı çekmesine neden olmak için kasıtlı olarak uygulanan bir eylemdir. İşkence, insan haklarına ve uluslararası hukuka aykırıdır. Türkiye, 1987 yılında imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesiyle işkence ve kötü muameleye karşı yükümlülük altına girmiştir.
Türkiye’de polis işkencesinin en yaygın görüldüğü alanlar arasında gözaltında tutulanlar, göstericiler ve siyasi tutuklular bulunmaktadır. Gözaltında tutulanlar, genellikle ifadelerini değiştirmeye veya suçlamalarını kabul etmeye zorlamak için işkenceye maruz kalmaktadır. Göstericiler, polis müdahalesi sırasında veya gözaltına alındıktan sonra işkence görmektedir. Siyasi tutuklular ise, genellikle siyasi görüşleri nedeniyle işkence görmektedir.
Türkiye’de polis işkencesinin yaygınlaşmasının birçok nedeni bulunmaktadır. Bu nedenler arasında, polislerin aşırı güç kullanmaya teşvik edilmesi, polislerin yargı denetiminden muaf tutulması ve işkence mağdurlarının haklarının etkin bir şekilde korunmaması yer almaktadır.
Türkiye’de polis işkencesinin sonlandırılması için, aşağıdaki önlemlerin alınması gerekmektedir:
- Polislerin aşırı güç kullanmaya teşvik edilmesi önlenmelidir.
- Polislerin yargı denetimi altına alınması sağlanmalıdır.
- İşkence mağdurlarının hakları etkin bir şekilde korunmalıdır.
- Türkiye’de polis işkencesi, sadece işkence mağdurları ve aileleri için değil, tüm toplum için bir sorundur.
- İşkence, hukuk devletinin temellerini sarsmakta ve toplumsal huzuru bozmaktadır.